
JAPONCA KAMİ-KAMU VE TÜRKÇE KAM SÖZCÜKLERİ ARASINDAKİ ORTAKLIKLAR
JAPONCA KAMİ-KAMU VE TÜRKÇE KAM SÖZCÜKLERİ ARASINDAKİ ORTAKLIKLAR
13 AĞUSTOS 2018
Umut Deniz Topçuoğlu

KAMİKAZE SÖZCÜĞÜNÜN ANALİZİ
Kamikaze hepinizin bildiği gibi 2. Dünya Savaşı sırasında genel olarak Japon pilotlarınca kullanılan bir intihar saldırısıdır. Bu saldırının uygulandığı en bilindik tarihi olay olarak "Pearl Harbor"çatışması örnek gösterilebilir. Ancak aslında Kamikaze ''tanrının rüzgârı'' anlamına gelir ve iki ayrı sözcükten oluşur. Bunlar KAMİ ve KAZE sözcükleridir. KAMİ tanrı anlamını taşırken KAZE ise rüzgâr anlamını taşır.
Kimilerinin bildiği üzere Japonca'da üç farklı (3) alfabe kullanılır. Bu alfabelerin yazımı bazı kurallara göre değişkenlik gösterir. Örneğin Japonca sözcükleri ve bazı bağlaçları yazmak için HİRAGANA ancak yabancı kökenli sözcükleri yazmak için ise KATAKANA alfabeleri kullanılır. Bunların dışında bazı sözcükleri yazmak ya da anlamlarını diğerlerinden ayırmak için ise Çince harfleri içeren KANJİ alfabesi kullanılır. Kamikaze (神風) de KANJİ alfabesiyle yazılan sözcüklerden biridir ve iki KANJİ harfi kullanılarak belirtilir.
Kamikaze (神風) sözcüğünün anlamına tarihsel olarak bakacak olur isek karşımıza Cengiz Han çıkar. Nitekim Moğollar, Japonya işgaline doğru harekete geçtiğinde karşısına yalnızca Japon ordusu değil aynı zamanda büyük bir doğa olayı da çıkmıştır. Bu doğa olayı inanılmaz şiddetli bir fırtınadır. Öyle ki Moğollar'ın Japonya seferini koşulların bu denli olumsuz şekillenmesi nedeniyle başarılı olamamıştır. İşte bu durumdan ötürü kendilerini koruyan rüzgâra Japonlar, KAMİKAZE yani TANRININ RÜZGÂRI adını vermişlerdir.
KAMİ ve KAMU
Çince harfler ile yazılan fakat Japonca olan KAMİ sözcüğünü (神) Çince okuduğumuzda ortaya çıkan sözcük ''SHEN'' (ŞEN) olarak okunur. Önemli olan bir gerçek ise ses olarak farklı olmalarına rağmen bu iki sözcük (KAMİ ve SHEN) anlam olarak birbirinin aynıdır. Yani SHEN (ŞEN) sözcüğü de Çince'de TANRI anlamına gelmektedir.
Özetle ''神'' bu simgeyi Japonlar KAMİ olarak okur ve TANRI anlamına gelir, Çinliler ise SHEN (ŞEN) olarak okur ve yine TANRI anlamına gelir.
Bu bize iki (2) şeyi gösterir:
-
KAMİ sözcüğü KANJİ alfabesiyle yazılmasına karşın Çince’den Japonca'ya geçmiş bir sözcük değildir.
-
KAMİ ve SHEN (ŞEN) sözcüklerini simgeleyen KANJİ harfi (神) iki dilde de TANRI, TANRISAL OLAN ya da KUTSAL anlamlarına gelmektedir.
Japon dilbilimci Oono Susumu KAMİ sözcüğünün kökeninin yine başka bir Japonca sözcük olan KAMU olduğunu belirtir. Ona göre KAMU, gök gürültüsü, sağanak, dağ ve vahşi kurt ya da kaplan anlamlarına gelen bir sözcüktür. Bir diğer çıkarıma göre KAMU sözcüğü Aynuların (Japonya’nın kuzeyinde ve Kamçatka’da yaşayan bir Altay halkı) KAMUY sözcüğünden türemiştir. Buna göre KAMUY ''tanrı ya da tanrısal'' anlamlarına gelir. Bir Japon tarihçi, şair ve Japonolog Motoori Norinaga Antik Japonya'nın tarihine dair yazılmış ve bugüne ulaşmış en eski eser olan KOJİKİ’ye (Furukotofumi olarak da bilinir) yaptığı yorumlarda KAMİ-KAMU sözcüğünün anlamını yer ve göğün tanrısı olarak belirmiştir.
Görüldüğü üzere yer-gök sembolizmi ve kurt imgesi dikkate alınmaya değen, Türk kültürü ve mitolojisi ile ortaklık gösteren belirtilerdir. Asıl önemli olan nokta ise tam da KAMU sözcüğünün yapısında yatar. Japonca’da HİRAGANA ve KATAKANA alfabelerine bağlı olan bazı yazım kuralları vardır. Bu alfabeler “hece” seslerden oluşur.
Örneğin tıpkı Göktürkçe’deki gibi birçok “K” sesi bulunur.
Yandaki tabloya bakarak Japon alfabesinin (Hiragana-
Katakana) bir kısmını inceleyerek bazı yazım kuralları ile
ilgili bilgiler verelim:
-
Japonca Hiragana ve Katakana alfabeleri birer “hece"
alfabesidir. Bu alfabeler belli bir sıra
takip eden ünsüz harflerden yanına sırasıyla ünlüleri
getirilerek okunur. -
Bu alfabeler belli bir sıra takip eden ünsüz harflerden
yanına sırasıyla ünlüleri getirilerek okunur. -
Japon alfabesinde ünlüler ve “N” sesi dışındaki hiçbir
harf tek başına yani kendisinden sonra bir ünlü ses
olmadan yazılamaz. -
Bazı ünsüzlerin yanına gelen ünlüler Japon dilinin
yapısı nedeniyle değişime uğrarlar. Örneğin, sa, si, su,
se, so şeklinde sıralanması gereken düzlemde “si” Hiragana alfabesinden bir bölüm
sesi yerine “shi” (şi) sesi kullanılır. Aynı şekilde “ti”
sesi yerine “chi” (çi) ve “tu” sesi yerine ise “tsu” sesi kullanılır. Bilindik bir anime olan Tsubasa da “Tu-su-ba-sa” değil “Tsu-ba-sa” şeklinde okunur.
Bu kurallara bağlı olarak Japon dilinde yazılan yabancı
sözcükler çeşitli değişikliklere uğrarlar. Az önce
verdiğim örneklerin dışında, konumuzla doğrudan
bağlantılı başa bir kural daha vardır. Hiragana ve
Katakana alfabeleriyle yazılmaya çalışılan yabancı bir
sözcük eğer “sessiz” bir harf ile bitiyor ise yanına “U” sesi
getirilerek okunur. Bu duruma verebileceğim en yakın
örnek kendi adımdır. Umut Deniz olan adım Japonca bir
sözcük olmadığındanötürü Katakana alfabesi kullanılarak
ウムツ デニゾ şeklinde yazılır ve “Umutsu Denizu” olarak
okunur (Hiragana = うむつ でにず). Görüldüğü gibi
adımın sonu ünsüz ile bittiğinden“tu” sesi olmadığı için
“T” harfinden sonra “U” eklenmesi durumunda harf “tsu”
sesine dönüşmüştür. Denizu örneğinde ise “Z” sesi kurala
bağlı olarak “U” ünlüsü ile beraber yazılmış ve alfabeye
uygun biçimde “zu” olarak okunabilir duruma gelmiştir. Katakana alfabesinden bir bölüm
Çünkü Japon alfabesi ile tek başına “T” ve “Z” seslerini
yazmak mümkün değildir. Böyle bir durumda Japonalar olası sessiz harfe “U” sesi eklerler.
Tüm bu bilgilere dayanarak KAMU sözcüğünü ele alır isek eğer, sondaki sesinin biraz önce anlattığım, Japon alfabesinin yapısı dolayısıyla yapay ve sonradan türemiş bir ses olabilme ihtimalinden söz edebiliriz. Türk dilinde "KAM" sözcüğünün “dini törenleri yöneten kişi, şaman” anlamlarına geldiği ve tanrısal bir anlamı olmasından ötürü KAMİ-KAMU ve KAM sözcükleri arasındaki bu durum sadece ses ilişkisi ile değil bir anlam benzerliği ile de desteklenebilir. Bu durumda Japonca KAMİ-KAMU ve Türkçe KAM sözcükleri arasındaki ortaklık ve akrabalık sunduğum verilere ve daha fazlasına dayanılarak araştırılabilir.
Türkçe KAM ve Japonca KAMİ-KAMU sözcüklerinin anlamları ve ses değerleri arasındaki benzerlik küçümsenemeyecek kadar fazla ve belirgindir. Hem tarihsel hem kültürel hem de dilbilimsel bu ortaklıklar üzerinde daha fazla araştırma yapılması ve yeni bulguların topluma sunulması gerektiğini düşünmekteyim.
Umut Deniz Topçuoğlu